VERGİ REFORMU

VERGİ REFORMU

Gün geçmiyor ki güzel ülkemizin yöneticileri tarafından bir gariplik daha gözümüze gözümüze sokulmasın… Bu tuhaflıkları listelemeye nereden başlasam diye düşünürken, halkımız üzerinde uygulanan vergi bombardımanından söz etmenin ve gündeme getirmenin en doğrusu olacağını düşündüm.

Tabi ki milletimizin boğazını nefes alamayacakları raddede sıkan bu vergi taaruzunun kaynağı vergi piramidinin en zirvesinden geliyor.

Hani ilk düğmeyi yanlış iliklerseniz hatalar silsilesinin önünü alamazsınız ya, tıpkı bunun gibi vergiyi en çok ödeyenlere uygulanan düzenlemelerin yanlışlığı halk tabanına indikçe çığ gibi büyüyen bir yanlışlıklar komedyasına dönüşerek trajikomik bir şekilde gözümüzün önüne seriliyor.

Gelelim hatalı ilk düğmeye, yani vergi rekortmenleri ile ilgili çarpıklıklardan yalnızca birisine…

Vergi Usul Kanunu’nun 5.maddesinin en çok vergi ödeyen ve en çok vergi borcu olanların ilan edilececeğine ilişkin düzenlemeler yürürlükte olmasına rağmen; en çok borcu olanlar 3.5 yıldır ve 2020 yılında en çok vergi ödeyenler ise 2021 yılı gelirleri için beyanname verme süresinin başlamasına az süre kalmasına rağmen halen açıklanmadı.

Açıklanmasa da değişmeyen bazı gerçekler var…

Kurumlar vergisinin yüzde 85’ini, 1 milyon şirketten 1.700’ü ödüyor

2022 yılı bütçesinde her 100 liralık vergi tahsilatının; 55 lirasının katma değer vergisi ve özel tüketim vergisinden alınıyor. Beyan esasına dayanan Türk vergi sisteminde beyanname veren gelir vergisi mükelleflerinin toplam gelir vergisinin sadece %6’sını ödüyor.

Gelir vergisi sistemimizde kaynakta kesinti yöntemi ile tahsil edilen gelir vergisi oranının, toplam gelir vergisinin %92’si oluyor. Bir milyona yakın kurumlar vergisi mükellef sayısına rağmen, toplam kurumlar vergisinin %85’ini 1.700 şirket ödüyor, Alkol ve tütün tüketenlerin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi olarak bütçe vergi gelirlerine %10 katkı yapıyor…

Anayasaya aykırı birçok unsur bulunduran Türk Vergi Sistemi, kalıcı çözümlere muhtaç bir düzenlemeye ihtiyaç duyuyor. Bu bağlamda;

Üretimdeki vergi yükü mutlaka azaltılmalıdır. Vergi tabanı genişletilirken kayıt dışı ekonomi mutlaka kayıt altına alınmalıdır ve enflasyon muhasebesine acilen geçilmelidir.

Vergi cezaları ve uzlaşma müessesesi daha etkin hale getirilirken, bilgisayarlı denetim imkanları ve vergi dairelerinin tam otomasyonu mutlaka sağlanmalıdır.

Yahu sayın Başaran, madem sorun böyle kabak gibi ortada ve çözüm de mevcut neden bu adamlar bunları kulak arkası ediyor, es geçiyor ve görmezden geliyor diyebilirsiniz. Demekte de iyi edersiniz, çünkü sonuna kadar haklısınız.

Bu soruya şöyle karşılık verilebilir; Yapmıyorlar veya yapamıyorlar değil, yapmak istemiyorlar!!! Şimdi neden istemesinler diye sorabilirsiniz. Ben de size Türkiye’de özellikle bu iktidar döneminde önünün açıldığı, ülkenin tüm kaynaklarını kullanması için imtiyaz sağlanan bir avuç şirket ve sermayedar ne isterse bu hükümet onu yapmakta ve yapmaya devam edecek derim.

Binaenaleyh bu Akp hükümetinin umrunda olan şey sorunlar veya bu sorunların çözülmesi meselesi değil, mesele, kendilerinin ve avanelerinin menfaatleri nasıl temin edilir meselesi…

Yani yanlış iliklenmiş ve düzeltilmeye uğraşılmadığını gördüğünüz her düğme biliniz ki bu hükümetin tezgahından çıkmıştır. Tüm tasarımı da kendi kar maksimizasyonları merkeze alınarak işlenmiştir.

Konumuz vergi reformu evet ama bu çarpıklıkların topunun değişmesi için evvela bu karanlık rejimin reformize edilmesi gerekmektedir… Edilecektir…

ÖMER FARUK BAŞARAN – GÜNCEL ANALİZ BAŞYAZARI


Haberi Paylaş: https://guncelanaliz.com/?p=682

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,
Başyazar